İslam Aleminin Sitesi

Hz. Fatma'nın hırkası ilk kez sergilenecek

Hz. Fatma'nın hırkası ilk kez sergilenecek

23 Ağustos 2008 Cumartesi : 08:59

Topkapı Sarayı'ında 'Osmanlı Devleti’nde Ehl-i Beyt Sevgisi' adını taşıyan sergide Hz. Peygamber’in ailesine ait hatıralar ziyarete açılacak

 
 

ABDULLAH KILIÇ'ın haberi

Topkapı Sarayı’nda Hz. Ali’nin kılıcı bulundu

Topkapı Sarayı, 27 Ağustos-24 Kasım arasında farklı bir sergiye ev sahipliği yapacak. “Osmanlı Devleti’nde Ehl-i Beyt Sevgisi” adını taşıyan sergide Mukaddes Emanetler Dairesi’nde kat kat bohçalar içinde korunan Hazreti Peygamber’in ailesine ait hatıralar ilk kez ziyarete açılacak.

Hz. Fatma'nın hırkası ilk kez sergilenecek

Topkapı Sarayı Müzesi’nde gerçekleştirilecek “Osmanlı Devleti’nde Ehl-i Beyt Sevgisi” isimli sergide Hz. Hüseyin’in cübbesi, Hz. Fatma’nın hırka ve seccadesi ilk kez teşhir edilecek. Serginin en büyük sürprizi ise Hz. Ali’nin kılıcı. Envantere başka bir isim olarak kaydedilen bu kılıcın Hz. Ali’ye ait olduğu sergi çalışmaları sırasında tespit edilmiş. TÜRKKAD-İstanbul Şubesi’nin katkılarıyla düzenlenecek sergide, Ehl-i Beyt’e âit olan eşyalar ile Ehl-i Beyt ile ilgili yazma eserler yüzyıllar sonra görülebilecek. 27 Ağustos tarihinde açılacak ve 24 Kasım 2008 tarihine kadar sürecek sergide Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethiyle Osmanlı Devleti’ne intikal eden ya da daha sonra saraya gelen eserler yer alıyor. Bugüne kadar Topkapı Sarayı’nın Kutsal Emanetler Dairesi’nde Hz. Peygamber’in (sas) aziz hatıralarıyla birlikte özenle saklanan Ehl-i Beyt’e ait eşyaların sergileneceği serginin küratörlüğünü Sevgi Ağca yapıyor.

Osmanlı’dan günümüze kadar gelen Ehl-i Beyt sevgisini en güzel şekliyle yansıtacak olan bu özel sergide yer alacak eserlerin önemli bir bölümünü, müzede korunan ancak teşhir edilmeyen eserler oluşturuyor. Hz. Hüseyin’in cübbesi, Hz. Fatma’ya atfedilen seccade bunlardan yalnızca bir kaçı. Yine sergide ziyarete arz edilecek Kısas-ı Enbiya ve Siyer-i Nebi isimli elyazması kitaplar da oldukça heyecan verici. Siyer-i Nebi’de Peygamberimiz döneminde yaşanan tarihi olaylar, minyatürlerle anlatılıyor.

Keşke sergide Kısas-ı Enbiya ve Siyer-i Nebi kadar önemli olan Fuzûlî’nin Hazreti Hüseyin ve ailesinin din uğruna çektikleri sıkıntıları, şehit edilmelerini ve özellikle Kerbelâ olayını konu alan Hadîkatü’s-Sü’edâ adlı kitabının yazma bir nüshası da olsaydı. Eser, Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde olduğu için bu sergide yer almıyor. Nedeni de sürekli sergilendiği ortamdan başka bir ortama geçmesi durumunda oluşabilecek riskler. Ancak sergi kataloğunda Sevgi Ağca uzun uzun bu eserin tahlilini yapmış, minyatürlerden örnekler vermiş.

Bilindiği gibi Ehl-i Beyt, Hz. Muhammed’in ev halkı anlamına geliyor. Ehl-i Beyt dendiğinde ilk akla gelen isimler ise Hz. Fatma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin. İşte bu eserde Hz. Fatma, Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve 12 imamlardan Zeynel Abidin’in yaşadıkları minyatürler yardımıyla anlatılıyor. Hz. İsa ve Hz. Musa’nın hayat hikayesinin de yer aldığı kitapta hikayeleri üzerinde en çok durulan peygamberler Adem, Nuh, İbrahim, özellikle de Yakup. Ancak Hadîkatü’s-Sü’edâ’nın asıl yazılış amacı Hz. Hüseyin’in şehit edilmesini anlatmak. Bu nedenle bu eser tekkeler kapanıncaya yani 1925 yılına kadar Muharrem ayında tekkelerde ve evlerde Mevlid cemiyeti gibi özel cemiyetler düzenlenerek okunmuş.

Kitaptaki Peygamberin en küçük çocuğu Hz. Fatma’nın ölümünü anlatan resim de gerçekten hüzün verici. Resimde, kapısı perdeyle kapalı bir odanın önünde iki kadın yer alıyor. Bunlardan yüzü peçeli olan ve perdeyi açan Hz. Esma; perdenin arkasında yatan Hz. Fatma ise tasvir edilmemiş. Solda merdivenlerin başında, yeşil sarıklı, alev haleli Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin bulunuyor. Yine başka bir resimde de Hz. Ali’nin Nehrivan zaferi betimlenmiş. Minyatürün sağ tarafında Hz. Ali ve askerleri, sol tarafında ise Hâricîler yer alıyor. Düldül adlı atının üzerinde yer alan Hz. Ali, alev halelidir ve yüzü peçelidir. Yanında atlı, sancak taşıyan, savaş giysili askerler görülüyor.

Yine sergide yer alan yazmadaki eserlerin birinde de Hz. Ali’nin ölümü resimlenmiştir. Namaz kılarken şehit edilen Hz. Ali, son nefesini verirken çocukları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin betimlenmemiş.

Hadîkatü's-Sü'edâ'da yer alan olaylardan bazıları şunlar: Hz. Fatma'nın ölümü, Hz. Ali'nin Nehrivan zaferi, Hz. Ali'nin ölümü, Hz. Ali'nin ölümünden sonra Hz. Hasan'ın ilk vaazı, Hz. Hasan'ın ölümü, Hz. Hüseyin'in Kerbelâ 'da Yezid'in askerleriyle konuşması, Zeynel Abidin'in camideki vaazıyla, Şam halkını etkilemesi.

 

 


Hazreti Hüseyin’in bu cübbesi de ilk kez ziyarete açılıyor.

 

 


Hazreti Fatma’nın seccadesi olarak muhafaza edilen beyaz kumaşın üzeri sonradan yazılarla bezenmiş.

 

 


Hazreti Fatma’ya ait hırka, kahverengi yünlü kumaştan yapılmış.

 

 

 


Kim seyyid, kim değil bu defterlerde

İslâmiyet'in ilk dönemlerinde Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin, seyyid unvanıyla anılmaktaydı. Mısır'daki Fatımî halifeleri döneminde ise (910-1171) Hz. Hasan soyundan gelenlere şerif, Hz. Hüseyin soyundan gelenlere ise seyyid denilmesi gelenek haline geldi. Seyyidlik kurumunun oluşmasıyla birlikte, halk nazarında sahip oldukları saygınlık ve derin bağlılığı kullanmak isteyenler, düzmece belgeler ile soylarını Hz. Peygamber'in soyuyla bağlandığını iddia etmeye başladılar. 10. yüzyılda Ensab Nikabeti (Nakibü'l-Ensâb) adı altında bir teşkilat kuruldu Hz. Ali'nin Hz. Hasan ve Hüseyin'den devam eden soyu ile Hz. Peygamber'in amcası Hz. Abbas b. Abdülmuttalib'in soyu iki ayrı deftere kaydedilmeye başlandı. İşte bir aksilik olmazsa yüzyıllardır kaleme alınan ‘ensab' defterleri de bu sergide yer alacak.

 

ZAMAN - CUMARTESİ

 
[/b] [b]